Amigoları Unutmadan

Daha önce duymadığı bir kelimeyle karşılaştığımızda kelimenin anlamını öğrenmek için arama motorunu ziyaret ediyoruz. Amigo kelimesi de bu kapsamda araştırılanlar arasında yer almaktadır.

Türk Dil Kurumu‘na (TDK) göre çeşitli anlamları olan amigo kelimesi, Türkçe’mizde tek başına ya da farklı cümleler ile beraber kullanılan Amigo, İspanyolca dilinden geçmiş olup, “Çoğunlukla spor yarışmalarında seyircileri coşturan kimse” olarak tanımlanmıştır.

Özellikle futbol karşılaşmalarında tribünlerin renkli simaları; kitleleri yöneten kişiler. İspanyolca ve Portekizcede arkadaş anlamına gelen amigo adıyla tanındılar. 1940′lı yılların başlarında, Fenerbahçe tribünlerinde Babahindi Süha ile başlayan amigoluk gittikçe yaygınlaşarak günümüze kadar gelmiştir.

Dilimizde arkadaş anlamına gelir. Takımlarla taraftarlar arasında iletişim sağlayan amigolar, altmışlı yıllarda ortaya çıkmıştır. Birbirinden güzel besteleriyle tribünleri inleten amigolar şovları da beğenilmişti.

Kırmızı şimşek Eskişehirspor’un Amigo Orhan’ı, “es es es eski eski es” sesleriyle sahaya çıkarken, Galatasaray’ın Karıncaezmez Şevki’si tribünleri sarı-kırmızıya boyatmıştı. Amigo Çetin Fenerbahçe açık tribün amigoluğunda başarılıyken Amigo Birol milli takımın maçlarında seyircimizi coşturuyordu.

Zeytinburnu’nda silah imalatı yapan işçiler tarafından kurulmuş, işgal yıllarında Sanatkarangücü adıyla mahalli ligde oynayan yabancı takımlarla oynamayı reddeden takım işçileriyle Ankara’ya taşınmış ve Altınörs takımıyla birleşip Ankaragücü adını almıştı. Taraftarı takımına asla küsmeyen, nerede maçı varsa orada hazır olan ve oynadığı ligle hiç ilgilenmeden ‘Bastır Ankaragücü’ dedirten Amigo Sefa’yı unutmadık. Anka kuşu misali küllerinden doğmuş Başkent takımının kırk yıl önceki maçlarını hatırlıyorum. Şimdilerde rakip taraftarlar ev sahibi takımın maçlarına alınmazken o senelerde maçtan saatlerce önce iki tarafın amigosuorta yuvarlak çizgisi hizasında bir araya gelir tokalaşıp birbirlerine başarı dilerlerdi.

Amigo dost demek, iyi arkadaş demek, lider demek olduğunu sözlüklerde okurken onların naif, kırılgan, yarı meczup olduklarını söylersek bize kızmazlar diye düşünüyorum. Güçlerini şiddetlerinden değil sempatikliklerinden alırlardı. Stadyumların sempatik orta oyuncularıydı dersek onların sair günlerde de yaşadıkları şehrin neşe kaynağı takımın sembolüydüler. 

1945 yılında Çamlıdere’de doğan, 1970’li yıllarda Ankaragücü’nün tribün lideri olan ve uzun yıllar “Haydi bastır Ankaragücü” sloganı ile taraftarları coşturan Amigo Sefa 8 Temmuz 2011 de vefat etti. Ankara futbolseverleri o yıllarda tribünleri renk farkı gözetmeden maçlarını seyrettiğimiz Ankaragücü’nün yanı sıra, PTT, Gençlerbirliği, Şekerspor ve Hacettepe‘nin maçlarından bilirdim. Bir orkestra şefi inceliğinde yönettiği taraftarın o yürekten tezahüratı hemen her maçta Ankaragücü’ne mal olmuş ondan sonra ise Amigo Hüsnü görevi üstlenmişti.

Bir el hareketi ile tribünleri ayağa kaldıran amigoların taraftarlarla birebir diyalogları vardı. Ancak vefat etiklerinde ‘vefa’ görmediklerini 1910 Ankaragüçlüler Derneği Başkanı Hakan Toka, “Cenaze törenine katılmaları için Ankaragücü yöneticilerine mesaj da gönderdik, ancak hiç biri katılmadı. Bir çiçek dahi yollamadılar” diyerek tepki gösterdiğini burada belirtmek lazım.

PAYLAŞ?

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.